Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32
Genç Misafirimiz Bölüm 5
Akşam üstü görüştük. Bozuk bir şekilde. “Gelemeyeceğin Zaman bana bir mesaj at” dedim. “Bir saat seni bekledim.” Keşke bir şey söylemeseydim diye düşündüm. Cümlem biter bitmez. Liseli kapris yapan kız gibi hissettim kendimi.
-Kusura bakma ağbi uyanamadım. Gece geç yatım da. Atarım bi daha uyanamayacak gibi olursam.
Yalan söylediğine emindim. Herhalde bir kız atmıştı. Ertesi gün fazla bekletmeden geldi. Sonraki hafta da her sabah geldi. Cuma günü yarım saat gecikmişti. Tam gelmiyecek derken sesini duydum. Arkam kıpırdanmaya başlamıştı ki şortunu çıkartmadan yatağa oturdu. Bir eli popomda konuşmaya başladı.
-Tarık ağbi sana bir şey anlatmam lazım.
Merakla başımı çevirdim yüzükoyun yatarken.
-Dilek ablam geçen hafta ofisten beni aradı. Kendini iyi hissetmediğini eve geleceğini ama yalnız kalmak istemediğini söyledi. Fenalaşırsa diye korkuyormuş. Evde olacağımı söyledim. Bir yarım saat sonra kapıda arabasının sesini duydum. Kapıyı açtım. Halsiz görünüyordu. “Hemen uzanmam gerekiyor.” Dedi. Yatak odasına getirdim. Yavaş yavaş üstündekileri çıkarmaya başladı benim çıkmamı beklemeden. Eteğini çıkarttı. Çoraplarını çıkartırken oturdu. Hastalığının numara olduğunu anlamıştım. Üstündekini çıkarmasına yardım ettim. Bir kilot bir sütyen kalmıştı. Sütyeninin kopçasını açtığında saldırmamak için zor duruyordum. Ağbi ne güzel göğüsleri var öyle ablamın öyle yaa! Damla şeklinde sarkıyorlardı. Bikini yanığının izlerini, Meme uçlarını gördüm. Uçları dim dikti. Yatağa uzandığında o memeleri öyle güzel yayıldı ki. Deli oldum. Bana bakıp “ Selim’ciğim kilotumu da sen çıkartırmısın” dedi. Ağbi o kilotu ablamın üstünden çıkartmak var ya. O güzel amını önümde hazır görmek… Hayallerimin kadınını o halde görmeye daha fazla dayanamadım. Soyundum çıktım ablamın üstüne. Nasıl yapıştı dudaklarıma anlatamam. Nasıl sarıldı. O da bana hastaymış valla. Öyle bir seviştik ki inanamazsın. Saatlerce… Kaç posta yaptım hatırlamıyorum. O zaten durmadan çığlık çığlığa boşalıyordu.
Ben ağzım açık dinliyordum Selim’in anlattıklarını. Karımın beni bu şekilde aldatacağını hiç zannetmezdim. Yaptığımız bir iki tatil çılgınlığında başka erkeklerle olmuştu ama hep benim haberim olmuştu. Çok bozulmuştum. Çok kızıyordum karıma. Kendime de. Ne kadar salaktım. Şüphelenmemiştim bile. Hala yüzükoyun yatıyordum. Selim’in eli hala popomu okşuyordu anlattıklarının heyecanıyla.
-Ondan sonra da kaç defa işten kaçıp kaçıp geldi. Benim odada becerdim sen buradayken. Ama artık ben kaçamaklarla yetinmek istemiyorum. Benim kadınım o. Bu yatakta beraber uyumak istiyorum doğal olarak. Ona da söyleyeceğim. Düzenimizi kuralım. Bu akşam konuşalım üçümüz.
Şok olmuştum. Karım benim Selim’le ilişkimi bilmemeliydi.
-Selim sakın bunu Dilek’e söyleme.
-Ağbi n’olcak ya? Ablamın hoşuna gider seni de becerdiğimi bilse. Daha da azar.
-Selim lütfen. Çok rica ediyorum bu aramızda kalsın.
-Dert erme Ağbi. Çok iyi olacak. İkinizi yan yana koyup sikerim artık. Hah ha ha!
Selim’in bu düşüncesizliğine çok kızmıştım. Doğrulmaya çalışırken. Beni tuttu.
-Ağbi anlatırken azdım yine, deyip şortunu çıkartıp üstüme çıktı. Deliğimi tükürükleyip yarağını götüme Sokuverdi. “Ahh!” Diye inledim. Biraz önce anlattıklarının bana etkisini düşünmeden Boşalıp gitti.
*********
Akşama kadar stresle bekledim. Dilek geldiğinde gerginliğim son haddindeydi. Selim ona “Otur abla” dediğinde Dilek bir şeyler olduğunu anlamıştı. Yavaş yavaş anlatmaya başladı. Selim anlattıkça Dilek’in yüzü geriliyor sinirleniyordu. Ondan gizli yaptıklarıma çok kızmıştı. Bana Bağırmaya başladı. Ben ona daha kızgındım. Nasıl bana ihanet edersin diye ona bağırıyordum. Ama Dilek kendi yaptıklarıma rağmen onun Selim’le olmasını engellememe fena sinirlenmişti. “Bana kendimi suçlu hissettirdin. Sen benden daha kötüsünü yapmamışsın” diyordu.
Selim’le kendi yaptıkları da ortadayken bana kızması da beni de çok sinirlendirdi. Ben de bağırmaya başladım. Hiç böyle kavga etmemiştik evliliğimiz boyunca. Selim konuşmadan bizi seyrediyordu. İkimiz de kızgınlığımızı kusuyorduk. Hınçlıydık. Ben daha sert sözler söylemeye başlayınca Selim yanıma geldi. Kolumdan tutup sert bir şekilde ”Ağbi ağzından çıkana dikkat et beni de kızdırma “ dedi. Arkasından kolumu bükerek beni karımın önünde diz çöktürttü. “Hadi Şimdi ablamdan güzel güzel özür dile Bakayım” Dedi. Canım yanıyordu. “Tamam. Tamam. Özür dilerim”Dedim.“ Öyle yalandan degil” dedi. Elimi biraz daha burktu. “Karıcığım yaptıklarım için çok özür diliyorum. Aşkım n’olur beni affet” dedim. Selim, “Ablam yaptıklarında haklı ama değil mi? “ Diye sordu. “Tabi aşkım senin her şeye hakkın var tabii”. Selim gülüyordu. Dilek’e dönüp. Bak Tarık ağbim özür de diledi. Artık onu affedersin her halde” dedi. Karim da Benim halimi görünce üzülmüş olmalı ki yumuşadı. “ Tamam” daha az kızgın bir tonla. Selim Dilek’e “Hadi sende kocanın yanına çömel. Öp. Barışın” dedi.
Karım da diz çöktü yanıma dudaklarımdan öpmeye başladı beni. Bu sıcaklık deminki kavgadan sonra çok hoşuma gitmişti. Bir birimize sarılmış Uzun uzun öpüşüyorduk. Bir anda beklemediğim bir şey oldu. Dudaklarımızın arasını sert sıcak bir şey zorluyordu. Ne olduğunu anlamamızla Selimin yarağının dudaklarımızı bir birinden ayırması bir oldu. Geri çekti. Şaşkınlığımız geçmeden tekrar ittirdi. Selim dudaklarımızın arasında gidip geliyordu. Çok güzel bir duyguydu. Biz de ona zevk vermek için dudaklarımızla baskı yapmaya başladık. Birazdan Yarağını Dilek’in ağzına sokuverdi. Dilek arzuyla emmeye başladı. Sonra çıkardı. Tekrar gidip gelmeye başladı aramızda. Ardından benim ağzıma sokuverdi. Bu defa ben şuursuzca emmeye başladım. Bu şekilde bir süre ağız ve dudaklarımızı sikti. Sonra karımı ensesinden tutup kaldırdı. “Soyun abla” dedi etkileyici bir sesle. Karim soyunmaya başladı önünde. başımı kaldırıp bakarken yarağına gereken ilgiyi göstermemiş olacağım ki saçlarımdan tutup kasıklarına bastırdı başımı. Emmeye devam ettim dizlerimin üstünde. Karim çırıl çıplak olunca onu da soydu. “Sen de soyun” dedi Selim, “Ama ağzından çıkartmadan” Zar zor soyundum tshirt’ümü Başımdan çıkartamadığım için boynumda bıraktım.
Onlar ayakta sevişirlerken çıplak bacaklarının vücuduma değmesi çok hoşuma gidiyordu. Karım Selim’in ismini fısıldıyor onu istediğini söylüyordu. Bunları duydukça ben ağzımdaki yarağa daha da hırsla yapışıyordum. Dakikalarca öyle seviştiler. Karım “İçime gir Selim, n’olur icime gir diye yalvarıyordu artık. Selim karımı halının üstüne yatırmaya başladı. Ben de onlarla birlikte hareket ediyordum. Selim’in yarağını bir an bile ağzımdan çıkartmamam gerekiyordun karımın amina girinceye kadar. Karım yere uzandığında o kadar güzel görünüyordu ki onunla sevişmek için neler vermezdim diye düşündüm. Ama bu şimdi sadece bir hayaldi. O selime aitti. Onu istiyordu. Onun olacaktı. Ben ise Selimin yarağına takılmış bir eşya gibi hissediyordum kendimi. Görevimi doğru yapmam lazımdı. Bir süre de bu şekilde seviştiler. Sonunda Selim saçlarımdan tutup başımı çekti. Beni bir yana ittirdi. Yarağı ilk defa açıktaydı uzun zamandır. Ama fazla kalmadı dışarda. Karımın bacakları arasına geçip amına sokuverdi
Karım “OHHHHHHH! Selimmmmmmmmm!” diye soludu. Selime doladı güzel kollarını. “Sik ablanı!…Sikkkkkk! Canım benim. Ablan sana kurban olsun. Erkeğimsn benim Selimimmmmmmmmm”
Selim’in kalçaları karımın üstünde hırsla inip kalkıyordu. Nasıl güzel sikiyordu karımı bu piç kurusu. Şimdi kollarının yanında bacaklarının da dolamıştı karım Selim’e. Onun altında zevkten kendinden geçiyordu. Az sonra hırlaya Hırlaya gelmeye başladı. Onu hiç böyle görmemiştim. Gözleri kaymıştı. Bunca yıllık karımı tanıyamıyordum. Selim onu bırakmadı bir kaç defa daha ayni şekilde getirdi onu. Sonra kendisi boşaldı karımın içine. Salonun ortasında öylece yattılar bir süre. Ben de onları seyrettim sadece.
Artık bu evde her şey değişmişti. O gece Selim bizim odaya taşındı. Ben de ya ayni yatakta ya da yatak odamızdaki kanepede uyuyordum duruma göre. Günün içinde azdığı zaman hala beni sikiyordu Selim. Bazan karımın yanında da beni kullanmak hoşuna gidiyordu. Karımla sevişmemiz artık sadece bir hayaldi benim için.
Bir gün Selim Nikah yüzüklerimizi istedi. Sorgusuz çıkartıp verdik. Ertesi gün nikah defterimizi istedi. Burada defter yok bir sertifika var dedik. Onu istedi. Dosyaların içinden bulup çıkarttık. “Ağbi şu sehpayı kenara çek bakalım” dedi. Dediğini yaptim. Dilek’i soyup yüzükoyun yere yatırdı. Damgalı imzalı nikah belgemizi tam amının altına gelecek şekilde yerleştirdi. Üstüne de cebinden çıkardığı nikah yüzüklerimizi koydu. Ayakta yavaş yavaş soyundu. Ata biner gibi karımın kalçalarının biraz aşağısına oturdu. O güzel yarağını bacak arasından karimin dudaklı amına yerleştirdi. Yavaş yavaş gidip gelmeye başladı. “Şimdi sizin nikahınızi sikecegim” dedi. Bana “Soyunup ablamın baş ucunda diz çök” dedi. Dediğini yaptım. O hala ağır karımın içinde gidip geliyordu. Karım hafif hafif inliyordu. Dilek’e “ Söyle abla nikahınızı sikmemi istiyorsun değil mi?” Karım hiç düşünmeden “ EVET ABLAM SİK NİKAHIMIZI! FEDA OLSU SANA O!“ diye haykirdı. Ardından gözlerini gözlerime dikip “Ağbi sikeyim mi nikahınızı?” dedi. Ben de hayır diyecek durumda değildim. “Sik Selim” dedim “sik nikahımızı. Ne istersen yap. Seniniz artık. Biliyorsun bunu”. Selim’in yüzünde hain bir ifade vardı. Belinden tuttuğu karımın üstünde ileri geri gidip geliyordu. Aldığı zevki ancak tahmin edebilirdim.
“Şimdi sizden bir şey isteyeceğim. Ben boşalıncaya kadar Dua okur gibi “SİK NİKAHIMIZI” diye fısıldayacaksıniz durmadan. Boşaldığımda Dölümün hepsi yüzüklerinizin üstüne akmalı. Abla sen de kalkıp üstünde çömeleceksin içindekiler de oraya akacak Tamam mı?”
“Tamam “ dedik ikimizde.
“ Hadi başlayın“
Dediği gibi “SİK NİKAHIMIZI” diye fısıldamaya başladık. bir süre sonra onun ritmine tamamiyle uyduk. Sanki bir ayindeydik. Kendimizden geçmiş bi halde tekrarlıyorduk.
“SİK NİKAHIMIZI. SİK NİKAHIMIZI. SİK NİKAHIMIZI. SİK NİKAHIMIZI”
O hızlandıkca biz de hızlanıyorduk. Dakikalarca. Karım yediği yarağın zevkiyle zorlanmaya başlamıştı. Kelimeleri bazan kayıyordu ama asla vazgeçmiyordu.
“SİK NİKAHIMIZI. SİK NİKAHIMIZI. AAAH! SİK NİKAHIMIZI. OOOH! SİK NİKAHIMIZI”
Bense Selimin gözlerinin içine bakıp tekrarlıyordum. Sanki ayini idare eden dini liderimizdi. ?
“SİK NİKAHIMIZI. SİK NİKAHIMIZI. SİK NİKAHIMIZI. SİK NİKAHIMIZI”
Yarı saat geçmişti. Bu arada Karım bir kaç defa gelmişti ama Hırlamaları, titremelerinin arasında bile aksatmadı duasını. Selim bize ara sıra “ Bu sizin değil benim zevkim için” diye hatırlatıyordu. Ama karımın bu hatırlatmaya hiç ihtiyacı yoktu. O kadar sadıktı ki.
Selim sonunda dayanamadı. “NİKAHINIZI SİKİYORUUUUUM!” Diye haykırarak boşalmaya başladı. Karıma öyle acımasızca koyuyordu ki karımın duası tekledi bir kaç defa. Uzun uzun boşaldı Selim. Bittiğinde karımın üstüne yığıldi. Biz de sustuk. Muhteşem ayinin Selim’e ait kısmı bitmişti ama bizimki yeni başliyordu. Selim yana kaymadan elimle yarağının içindekileri sağår gibi yüzüklerin üzerine akıttım. Dilek zorlukla doğruldu. “Aşkım yavaş. Dışarıya akmasın” dedim. Tam nikah belgemizin üstünde çömelmesine yardım ettim. Dakikalarca öyle durdu. Çaresiz bacakları titriyordu. Ben narin kollarından tutmasam yorgunluktan devrilecek gibiydi. Rahminde ki döllerin hepsi boşalıncaya kadar bekledik. Yüzüklerin üstü tamamiyle kapanmış kağıdın büyük bir kısmı da sırıl sıklam olmuştu.
Selim ”Hiç ellemeyin öylece kurusun” dedi. Odanın ortasında bıraktık.
Ertesi gün benim görevim nikah yüzüklerimizin dölle yapıştığı Nikah belgemizi çerçeveletmekti. Utandığım için çerçeveyi alıp evde kendim taktım. Selim Bana yatağımızın başucuna bir çivi çakmamı ama asma işini kendisinin yapacağını söylemişti. O akşam başka bir törenle onu baş ucumuza astık.
Hafta sonu Selim elinde bir mücevher kutusuyla geldi. Dilek’e uzattı “Bunlar ikinize “ dedi. Heyecanla açtık. Nikah yüzüklerimize benzeyen iki yüzüktü. “İçine bakın” dedi. Birinin içinde “SELİM’E AİTİM, DİLEK” diğerinde de “SELİM’E AİTİM, TARIK” yazıyordu. Dilek hemen takmaya hazırlanıyordu ki Selim durdurdu. Akşama. Törenle takacağız dedi. Cebinden kırmızı bir kurdele çıkarttı. Yüzüklerimizi o kurdelenin iki ucuna bağlattı. Pantolonunu ve donunu indirdi. Kurdeleyi yarağının ve taşaklarının etrafina bir kaç defa dolayıp donunu çekti. Pantolonunu çıkartıp şortunu giydi. “Ben spora gidiyorum” deyip çıkti.
Selim saatler sonra geldiğinde yanında Sibel de vardı. Karım kıskanıyor diye Sibel artık bize gelmiyordu. Ama Selim artık karımı ele geçirmişti. Kaprislerini çekecek değildi. Bu l****ayı ben de özlemiştim açıkçası. Karımın bozulduğu belliydi. Bu gece yüzük takma töreni olmayacak her halde diye düşünüyordum ki, Selim “ Sibel bu gece şahidiniz olacak” dedi. Kim bilir neler planlıyordu yine bu piç kurusu. Gözlerim Sibel’in yarı çıplak kıyafetinden bacaklarına, göğüslerine kayıyordu. İşte sahip olamayacağım bir kadın daha diye düşündüm. Belki yine ona 31 çekebilirdim Selim izin verirse.
“Soyunun bakalım” dedi Selim. Karım biraz tereddüt etti. Selim tekrarladı. Yavaş yavaş soyunmaya başladık. Sibel kikirdiyerek kanepeye işveli bir sekilde yayıldi. Bizi seyretmeye başladı. Ona olacakları söylemişti her halde. Öyle davranıyordu Sibel.
“Yüzükleri takmadan bir törenimiz olacak. Önümde diz çökün bakayım” dedi Selim. Dediğini yaptık. Yavaşça şortunu indirdi. Sporda iyice terlemişti. Sırıl sıklamdı üstündekiler. Buram buram ter kokusu yayıldı odaya. Kasılarının erkeksi kokusu bizi sarhoş ediyordu. Kırmızı kurdele hala sarılıydı yarağına, taşaklarına. O da Sırıl sıklamdı. “Sadece ağzınızı kullanarak çıkartın yüzükleri” dedi.
Karımla başlarımızı kasıklarına yaklaştırıp yüzükleri ağzımıza aldık ters yönde açmaya çalışıyorduk kurdeleyi. Bu zor iş, sürtünmemizden tahrik olan Selim’in yarağı kalkınca daha da zorlaştı. Yüzümüz gözümüz teriyle iyice ıslandıktan sonra kurdeleyi çözdük.
“Şimdi yüzükleri Ağızlarınızda tutup yan yana domalın bakalım “ dedi. “Kalçalarınız ve omuzlarınız değsin bir birine.”
Terinin ekşi tadı yüzükteydi. Aramızda ağızlarımızdan sarkan kırmızı kurdeleyle karı koca yan yana domaldık. Gözüm Sibel’e kaydı çok eğleniyordu olanlardan. Gözleri zevkten kocaman olmuş, sakız çiğneyen ağzı kulaklarındaydı.
Selim etrafımızda dolaşıp bizi seyrettikten sonra arkamıza geçti. Karımı belinden kavradığını hissettim. Karımın “ AHHHHHH!” diye bağırdığını duydum. “Selim neden ordan yapıyorsun ?” diye inledi. Karımı götünden sikiyordu. Bunu hiç yapmamıştı daha önce. Sibel ağzındaki sakızı patlattı ve “Patladın Dilek abla!” diye gülmeye başladı Bu kız da tam bir maldı. Kendi almaya korktuğu yarağın karıma acı vermesi onu eğlendiriyordu. Dönüp baktığımda bu espiriyle Selim de güldüğünü gördüm. Karımın götünü sikmeye devam ederken yüzünde yine o hain ifade vardı. Karım Acıya katlanmak için dişlerini sıkıyordu. Neyseki Selim ondan çıkartıp bana kökledi yarağını. Ben de acıyla Inledim. Biraz bana sokup çıkarttıktan sonra tekrar karıma geçirdi. İkimizi yan yana uzun uzun sikti. Her darbesinde ağzımızdaki kırmızı kurdele dalgalandı. Sonunda karımın götüne fışkırtı döllerini. Oldukça sert sikmişti ikimizi de. Karımın kıçının benden daha çok acıyor olduğunu tahmin etmek zor değildi.
Sibel’e dönüp “Gördün mü ne kadar kolay götten almak” diyerek güldü. Sibel de “Yarrağıma kolay. Suratlarına bak şunların” dedi ardında bir kahkaha attı.
Sibel kalkıp yanımıza geldi. Kurdeleden tutup yüzükleri ağzımızdan çıkarttı. Düğümleri çözmemiz için bize uzattı. Çözdük. Onun ve Selim’in önünde diz çöktük. Sibel yüzüklerimizi parmaklarımıza taktı. “Artık Selim’e aitsiniz “ dedi. Bize tekrar ettirdi. “Selim’e aitiz “ dedik.
*********
Karım ve ben bir yıla yakın Selim’e itaat ve hizmette eksik etmedik. Her an ona ait olduğumuzu bildik. Hep onun mutluluğunun bizimkinden daha önce geldiğini düşünerek hareket ettik. Onu seviyor ve sayıyorduk. Ondan yaşça büyük olmamızın hiç bir anlamı yoktu. Aslında oydu büyük olan, güçlü olan.
Artık Sibel onunla tam ilişkiye giriyordu. Kısa bir süre sonra ödününe de arkasına da almayı öğrenmişti. Bazı geceler sadece Sibel’le oluyor karımı üzüyordu. Benim karımla sevişmeme hala müsade edilmiyordu. Selim ve Sibel gittikçe yakınlaşıyorlardı. Senenin sonuna doğru Sibel’le ilişkileri ciddileşti. Onunla beraber olmak istedi ve bir gün toparlanıp ayrı eve çıktılar. Hayatımızdaki boşluk anlatılmaz derecedeydi. Karı koca çok uğraştık. Aylar aldı kendimize gelmemiz.
6-7 ay sonra bir gün ortak arkadaşlarımızın bir partisinde ikisiyle karşılaştık. Bizi ne kadar üzdüğünü ama artık onu kafamızdan ve ruhumuzdan sildiğimizi söyledik. Nikah belgemizi yenilediğimizi bize verdiği yüzükleri de kendisine geri vermek istediğimizi söyledik. Bizi anladığını o dönemi o şekilde yaşamış olmaktan pişman olmadığını anlattı. “Bu kadar çabuk teslim olmasaydınız” dedi. “Biraz güçlü olsaydınız bu hale düşmezdiniz” dedi. Onun için yaptıklarımızdan sonra hala bunları söyleyebiliyor olması bizi çok kötü yaptı. Artık konuşamayacak haldeydik onunla. Bir şekilde bu işi bitirmeliydik. Bütün cesaretimi toplayıp, “Adresini ver sana yarın yüzükleri verelim hayatimızdan, kafamızdan siktir ol git dedim” Karım konuşamıyordu bile sinirinden.
O akşam uyuyamadık. Onu içimizden sıyırıp atmalıydık artık. Içimizin en derinliğindeydi ama onun gibi birine dersini vermeliydik. Yüzükleri verirken ona ne kadar aşağılık biri olduğunu söylecektik. Bu duygular içinde gidip gelirken uyuya kaldik.
************
Kapıyı çaldık. Selim karşıladı bizi. Salona aldı. Sibel de içerdeydi. Olacakları tahmin ettiği için gergin görünüyordu. Elimi cebime attım. Yüzükleri çıkarttım. Sessizce Selim’e uzattım. Konuşamıyordum. Aldi. Peki siz bilirsiniz dedi. Güzel yüzüklerdi. Bir an sustuk. “Içine bak Selim” dedim. Baktı. Şaşkın ifadesini Sibel de farketti. “ N’oldu?” diye sordu. “Bunlar sizin nikah yüzükleriniz ama “ dedi “Benim verdiklerim nerede? Karımla ben Sol ellerimizi kaldırıp parmaklarımızdaki yüzüklerimizi gösterdik. Karım gözleri dolarak “Biz sana aitiz Selim. Bu hep böyle oldu böyle olacak” dedi. Hıçkırmaktan konuşamıyordu. Benim de gözlerim dolmuştu. Zar zor “ Seniniz Selim. Sen istemesende biz seniniz”
Selim şaşkındı ama keyiflenmişti. “Demek bu kadar istiyorsunuz beni ha? “ dedi. Iki adım geri çekilip bizi süzmeye başladı. Karı koca ne istediğini anlamıştık. Açıkçası yapacağımız başka bir şey yoktu. Onun ve Sibel’in önünde üstümüzdekileri çıkartmaya başladık. Çırıl çıplak kalınca önünde eğildik. Bize ağbi abla diyen bu piç kurusunun ayaklarına kapandık öylece durduk. Seslerden onu de soyunduğunu farketmiştim. Arkamıza geçti. Önce karıma koydu. acıyla haykırmasından götüne koyduğunu anladım. “ Acıyorsa sikmem istemiyorsan “ dedi alay edercesine. Karım, “Hayır Ablasının güzeli bakma sen bana. Istediğin gibi sik beni” dedi terk edilme korkusuyla. bir kaç dakika sonra ayni acımasızlıkla bana soktu o sert yarağını. “Ahhhh” diye haykırdım. “Acıyo mu ağbi “ dedi yine alaycı bir tonla. “ Acısın, Selim’ciğim sik ağbinin götünü. Ağbinin götü sana feda olsun.”
O gün Selim bizim sadece deliklerimizi değil ruhlarımızı da sikti. Bize hissedebileceğimiz en çaresiz duyguları hissettirdi. bütün acılarımıza rağmen yine onun olduğumuz icin mutluluktan uçuyorduk. O günden sonra sık sık bizi aradı bazan bizi sikmek için aradı. Bazan işlerini yaptırmak için. Bazan bu piç kurusuna kızsak da, her çağırdığında gittik. ?
?Son