ALINTI – Dedemin Kiracısı Kuduruk Çıktı! 8.BÖLÜM

Babes

ALINTI – Dedemin Kiracısı Kuduruk Çıktı! 8.BÖLÜM
Ben duş alıp banyodan çıktıktan sonra, Sofia ve Anna da sırayla girip yıkandılar. Üçümüz de çırılçıplak yatağa uzanmış, kalan şaraptan içiyor, sohbet ediyorduk. İkisi de çok zevk aldıklarını söylüyorlardı, ama Anna, “Daha ben doymadım!” deyip dudaklarıma yapıştı. Anna’nın dudaklarında fazla oyalanmadan sulu amına indim. Amının sol üstünde küçük bir kalp dövmesi vardı. Şerit şeklinde de kılları profesyonel biri tarafından kesildiğini gösteriyordu. Amını bir süre inceledikten sonra bızırını ağzıma alıp emmeye, emerken de parmaklarımı amına sokup çıkartmaya başladım. İnanılmaz sulu amcığı vardı, amından akan su göt deliğini ıslatıyordu. Sofia da Anna’nın memelerini emiyor, Anna’nın zevk çığlıkları odada yankılanıyordu.

Anna’nın poposunu havaya kaldırıp göt deliğini dillemeye başladığımda Anna’nın çığlıkları daha da artmıştı. Göt deliği amının suyundan ve yalamamdan parlıyordu. Tek parmağımı ilk boğumuna kadar rahatça sokmuştum götüne. Geri kalanını da yavaşca sokup çıkarmaya başladım. Daha sonra parmak sayısını ikiye çıkarıp, parmaklarımla götünü sikmeye başladım. Parmaklarımı çıkardığımda götünün deliği nefes alır gibi açılıp kapanıyordu.

Anna’yı dört ayak üstüne getirdim. Sikimi Sofia’nın ağzına verip güzelce ıslattıktan sonra, sikimin başını Anna’nın götüne soktum. Geri kalanını da yavaş yavaş sokup biraz bekledim. Anna’nın götü sikmi mengene gibi sıkıyordu. Götüne yavaş yavaş girip çıkmalarımı sonradan hızlandırdım. Bu sırada da Sofia Anna’nın önüne yatmış amını yalatıyordu. Anna’nın götünü daha sert sikmeye başlamıştım. Sikimi kafasına kadar çıkartıp, birden sertçe sokuyordum. Anna kimi zaman acı kimi zaman zevk çığlıkları eşliğinde götünü bana bastırmaya başlamıştı.

Yorulmuştum ve biran önce Anna’yı boşaltıp Sofia’yı sikmenin derdindeydim. Gittikçe boşalmaya yaklaşan Anna deli gibi böğürmeye ve kendini kasmaya başladı. Ben de sikimi götünden çıkarıp amına soktum. Bu hareketimden sonra Anna zangır zangır titreyerek boşaldı. Amı kasıldıkça sikimi de sıkıyordu. Bu olayı çok seviyordum. Anna’nın amından çıkıp yatağa uzandım, Sofia vakit kaybetmeden üstüme çıkıp, dudaklarıma yapıştı, eliyle sikimi tutarak amına yerleştirdi ve tek seferde içine aldı. Sofia bir an önce sikilmek istiyordu. Benim de ondan aşağı kalır yanım yoktu zaten.

Sofia ayaklarının üstüne çömelip göğsümden destek alarak oturup kalmaya başladı. Yavaş yavaş oturup kalkıyor, amındaki sikin zevkini çıkartıyodu. Bir süre sonra hızlanmaya, kalçalarını kasıklarıma vurmaya başladı. Ben de göğüslerinin uçlarıyla oynayarak daha da zevk almasını sağlıyordum. Sofia’nın hareketleri iyice dengesizleşmeye başladı. Orgazm oluyordu, sikimin hepsini içine alarak üstüme kapaklandı. Orgazmını daha şiddetli yaşaması için sert bir şekilde alttan pompalamaya başladım. Sofia çığlıklar eşliğinde bana sıkı sıkı sarılarak boşaldı. Boşalması baya bir uzun sürdü, kendine gelene kadar birşey yapmadım. Kendine geldiğinde üstümde doğruldu. Zevkten ağlamış, gözüne sürdüğü kalem akmıştı. Saçları da dağılmış, terden sırıl sıklam olmuş bir halde gülerek bana bakıyordu. Eğilip dudaklarıma bir öpücük kondurdu ve “Harikaydın, bitirdin beni!” deyip üzerimden indi, yanıma devrildi.

Ben daha boşalmamıştım ve Sofia’nın o küçük götünü de sikmeden bırakmaycaktım. Bunu kendisine söylediğimde, beni kırmamak için kabul etti. Sofia’yı yan yatırıp, 66 pozisyonunda arkasına geçtim. Sikimi ıslatıp elimle götünün deliğine hizaladıktan sonra başını soktum. Biraz yüklenmemle sikimin yarısı içine girmişti. Önce yavaş yavaş, daha sonra hızlanarak pompalamaya başladım. Bir süre sonra Sofia’yı ayaklarından kaldırıp, sırtı bana dönük üstüme aldım. Daha hızlı girip çıkıyordum şimdi götüne. Sofia’nın götü de en az amı kadar dardı ve bana çok zevk veriyordu.

Bu pozisyonda yorulduğum için Sofia’yı üzerimden indirip, yatakta domalttım. Anna da yarı mayışık bir halde bizi izliyordu. Pek önemsemeden Sofia’nın götünü bolca tükürükle ıslatıp tekrar içine girdim. Köküne kadar sokup çıkartıyordum. İyice hızlanmıştım. Sofia kollarının üstünde fazla dayanamayıp kafasını yatağa gömdü. Götüne girip çıkarken bir yandan da götüne tokatlar atıyordum. Boşalacağımı hissedince, elimi Sofia’nın amına atıp oynamaya başladım, amacım beraber boşalmaktı.

Hareketlerimi iyice hızlandırınca Sofia da boşalmaya yaklaşmıştı. Elimi amından çektim ve kalçalarından tutup süratle pompalamaya başladım götüne. Sofia’nın küçük bedeni benim bu hareketlenmeme daha fazla dayanamayıp titremeye başladı. Göt deliği kasılıp gevşerken, ben de içine patladım. İnanılmaz zevk almış ve yorulmuştum. Sofia’nın götünden çıkınca, götünden taşan döllerim önce amına, ordan da yatağa akıyordu. Göt deliği genişlemiş, etrafı kızarmıştı. Bu manzarayı biraz seyredip, sonra kendimi yatağa attım. Nefesim bana yetmiyordu sanki. Terden sırılsıklam olmuştum. Tavana bakıyordum. Sofia da yanıma yatmıştı, o da halen nefes nefese kendine gelmeye çalışıyordu. Anna gülümseyerek, “Bitirdin kızı, bir hafta seks yapamaz artık!” dedi.

Dinlenip kendimize geldikten sonra Sofia ile birlikte duşa girdik. Birbirimizi yıkayıp duştan çıktık. İki tane birbirinden ateşli ve güzel kızla muhteşem bir gece geçirmiştim, ama gitmem gerekiyordu. Anna telefon numaramı alıp kendine ve benim telefonuma kaydetti. “Avrupaya gelirsen mutlaka haber ver!” deyip beni uğurladılar. Mutlu ve yorgun bir şekilde kendi otelime gittim. Zübeyde abla bıraktığım gibi yatıyordu. Soyunup yatağa girdim, ona sarılıp uykuya daldım.

Sabah Zübeyde abla benden önce kalkmış ve beni uyandırmaya çalışıyordu. Biraz daha uyumak istediğimi söyleyip yattım. Tekrar uyandığımda Zübeyde abla odada yoktu. Saat öğleden sonra 3’e geliyordu ve inanılmaz sıcaktı. Duşa girip kendime geldim. Giyinip aşağıya indim. Zübeyde abla havuzun kenarındaydı, yanında 30’lu yaşlarda bir kadın vardı. Yanlarına gidip selam verdim. Zübeyde abla bana sertçe bir baktıktan sonra kadına dönüp, “Bu da benim genç sevgilim Serdar!” deyip beni tanıttı. Gayet rahattı bunu söylerken. Kadına, “Merhaba!” deyip elimi uzattım. Kadın da, “Merhaba, ben Sevgi. Zübeyde seni sabahtan beri anlatıyordu, baya merak etmiştim doğrusu!” dedi. “Ee, merak ettiğiniz kadar varmıymışım?” dedim. Sevgi de, “Var var, fazlan var eksiğin yok!” diyerek kahkaha attı.

Pek hoşlanmamıştım kadından. Zaten güzel de değildi, ama vücudu genç bir kız kadar diri görünüyordu. Bir süre onlarla oturduktan sonra kalkıp otelin restoranına gittim. Birşeyler yedikten sonra odaya çıkıp, mayomu giydim ve havlumu alıp tekrar havuzun başına indim. Sevgi havuzda yüzüyordu. Zübeyde ablaya, “Nerden buldun bu kadını?” diye sordum. “Sabah sen yokken canım sıkıldı, o da havuzdaydı, tanıştık!” dedi. Fazla üstelemeden ben de havuza girdim. Ben yüzerken Sevgi de bana yaklaşıyordu. Bir süre sonra Sevgi yanımdaydı. Havadan sudan konuşuyorduk. Laflarından Zübeyde ablayı kıskandığını anlayabiliyordum. Kendini güzel göstermeye çalışan, ukela bir tipti Sevgi aslında ve Zübeyde ablayla kıyaslanamazdı bile. İstanbul’da yaşadığını, daha önce evli olduğunu, kocasının pısırık biri olduğunu, hiç bir konuda kendisine ayak uyduramadığı için de ondan boşandığını anlatıyordu.

Zübeyde abla da havuza girip, yanımıza geldi. Hep beraber bir süre yüzdükten sonra, ben havuzdan çıkıp güneşlenmeye başladım. Güneşlenirken aklıma Ayşe geldi, birkaç gün önce mesaj atmıştı, ama ben cevap verememiştim. Ayşe’yi aradım. Sevinçle telefonu açtı ve “Bu gece Marmaris’e gel, dolaşalım biraz. Ayrıca, sen geleceksin diye tek kişilik odada kalıyorum!” deyip, niyetini açıkca belli etti. Biraz daha konuştuktan sonra, “Akşam görüşürüz!” deyip kapattık telefonları.

Yarım saat sonra bizimkiler de havuzdan çıkıp, yanımda güneşlenmeye başladılar. Sevgi denen kadın bildiğin abazaydı, geçen erkeklere bakıp, “Off ne yakışıklı!” falan deyip kahkaha atıyordu. Bu kadının iyi bir sikilmeye ihtiyacı vardı. İkisi sohbet ederken, onlara, “İyi oldu sizin tanışmanız, akşam birlikte takılırsınız, ben de Marmaris’e arkadaşımın yanına giderim!” dedim. Zübeyde abla da, “Git, ama çok geç gelme!” dedi. “Tamam!” deyip onayladım.

Zübeyde abla sırtına krem sürmemi isteyince, masaj yaparcasına krem sürmeye başladım. Bunu gören Sevgi, “Bir krem sürenimiz bile yok!” deyip bana gülümsedi. “Sana da sürerim birazdan!” dedim. Zübeyde abladan sonra da Sevgi’nin yanına geçtim. Yüzüstü yatan Sevgi’nin önce sırtını kremledim. Zübeyde abla o sırada kafasını tişörtüyle örtmüş güneşleniyordu. Sevgi’nin sırtından sonra bacaklarını ve baldırlarını kremledim. Bacaklarını iyice açmıştı Sevgi. Bacaklarının içlerini de amının yakınlarına kadar kremledikten sonra, “Yeter mi bu kadar?” diye sordum. Sevgi kısık sesle, “Ön tarafa sürmeycekmisin?” diyerek döndü. Zübeyde abla halen aynı pozisyonda yatıyordu, ama riske gerek yoktu. “Oraya da kendin sür!” deyip yerime geçtim.

Birkaç saat daha yüzüp, havuz başında keyif yaptıktan sonra odalara dağıldık. Odamıza girince Zübeyde ablaya, “Arkadaşımı görmeye gideceğim için bana kızmıyorsun değil mi?” diye sordum. “Yok canım niye kızayım, git gör arkadaşını!” deyip küçük bir öpücük kondurdu dudaklarıma ve duşa girdi. O çıkınca da ben duşa girdim.

Duştan sonra hazırlanıp akşam yemeği için restorana indik. Sevgi bir masada tek başına yemek yiyordu. Biz de açık büfeden yemeklerimizi alıp Sevgi’nin yanına oturduk. Sohbet eşliğinde yemeğimizi yiyorduk. Sevgi konuyu döndürüp dolaştırıp erkeklere getiriyordu. “Erkek dediğin ağırbaşlı olacak, Maço olacak, vurdu mu inletecek!” deyip kahkaha attı. Ben de, “Umarım bulursun öyle birini!” dedim. Sevgi ise, “Bulursan sen haber ver bana. Nerde bende Zübeyde’deki gibi şans. Bulmuş senin gibi genci, sabaha kadar üstünden inmiyordur!” deyip yine bir kahkaha attı. Ben de gülmüştüm Sevgi’nin bu sözüne, ama Zübeyde abla kıpkırmızı olmuştu utancından. Sevgi sonradan farketti yaptığı patavatsızlığı ve susup yemeğini yedi sessizce.

Yemekten sonra, Zübeyde abla tuvalete gidince, Sevgi bana ilişkimizle ilgili sorular sormaya başladı. “Sevişmeleriniz uzun sürüyor mu?” diye sorduğunda, ben artık dayanamadım ve “Eğer yatakta nasıl olduğumu merak ediyorsan, bir ara gösteririm!” dedim. Sevgi gülümseyerek, “Ayol daha önce söylesene şunu, kıvrandırıyorsun beni!” dedi. Ben de, “Seni asıl yatakta kıvrandıracağım!” deyip gülümsedim. Zübeyde abla masaya doğru geliyordu, hemen konuyu değiştirdik. Sonra da ben Marmaris’e, Ayşe’nin yanına gitmek için yola çıktım…

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir